Tag: Kimse Aşktan Ölmüyor Artık/İclal Aydın
Kimse AÅŸktan Ölmüyor Artık…
Ekleyen: Elvin Hülya Ç. Tarih: Ara.08, 2010, Kategorisi: Ustalardan Yazılar...
Çok sıcak bir İstanbul gecesi içindeyim. Kızımı uyuttum. Bir kahve yaptım kendime. Uyku tutmayan gözlerime iyi bir arkadaÅŸ deÄŸil biliyorum ama onsuz olmuyor iÅŸte…
Gülden Karaböcek’in eski ÅŸarkılarını dinleyerek oturdum balkonda bir süre… Anadolu yakasının ışıklarını, gemileri seyrettim…
“Gözümde canlanır koskoca mazi” diyordu Gülden Karaböcek.
Yıllar, yıllar öncesine götürdü beni. YetmiÅŸlerin sonuydu… Ben küçücük bir kız çocuÄŸu, oturduÄŸumuz sokağın genç kızları liseliydi… Polis radyosundan istekler yapar, aksam üzerleri sevdikleri “çocuk”la bakışmak için büyük parka giderlerdi.
Tülay abla çok güzeldi. Dümdüz, kalın, sarı saçları vardı. Yan apartmanda otururlardı. Sokağın başındaki bizimkilere göre daha yeni ve modern olan Çelik Apartmanında oturan Erhan abiye aşıktı. Erhan abi de ona elbette. Çocuk aklımla mahallede kim kimi seviyor takip ederdim. Gönüllü ulakları olur, aralarında haber taşırdım ve büyüdüÄŸüm zaman yaÅŸayacağım aÅŸkların hayalini kurardım. Tülay abla ve Erhan abi benim için ideal çiftti. Ben de Erhan abi gibi bıyıklı, saçları güzel bir adama aşık olacaktım.
Tülay ablanın kız kardeÅŸi Gülay’a görücü geldi bir gün. Oysa büyük olan evlenmeliydi önce. Ama Tülay abla Erhan abiyi bekliyordu. Erhan abi üniversiteyi bitirmeden evlenemezlerdi. Tülay abla sözde sırasını kardeÅŸi Gülay’a verdi. Gülay abla evlendi. O yıl Erhan abi okulu bitirdi ve askere gitti. Tülay abla asker yolu beklemeye baÅŸladı. Derken küçük kardeÅŸi Mehmet de evlenmek istediÄŸini söyledi. Tülay abla ikinci düÄŸünü de gördü. Kız kardeÅŸi Gülay bebeÄŸini kucağına aldığında Erhan abi askerden döndü. Artık mahallede en çok konuÅŸulan konu ne zaman evlenecekleri olmuÅŸtu. Erhan abi bir iÅŸe girmeden evlenemeyeceÄŸini söylemiÅŸti Tülay ablaya.
Bir gün…
Annemlerle Kızılay’da alışveriÅŸ yaparken Erhan abiyi gördüm. Denizatı pastanesinin önünde bir kızın elinden tutuyordu. Ve o kız Tülay abla deÄŸildi… DeÄŸil Tülay ablaya, anneme bile söylemedim gördüÄŸümü…
Sonra…
Sonra Tülay abla çok hastalandı. Lösemi dediler. Biz büyüklerin neden bu kadar üzüldüklerini anlamadık. Tülay abla hastaneye yattı. O hastanedeyken Erhan abi niÅŸanlandı. “Tülay’dan saklıyorlarmış” dedi annem. Aylar sonra Tülay abla sokağımıza döndüÄŸünde ne saçları vardı ne de Erhan abi… İş bulup İzmir’e gittiÄŸini söylediler.
Bir yaz akÅŸamı Tülay abla’yı balkonda otururken gördüm. Hırkasına sarılmış içerden gelen bir Gülden Karaböcek ÅŸarkısı dinliyordu. Kolunu balkona dayamış Erhan aÄŸabeylerin oturduÄŸu apartmana bakıyordu.
Sonra öldü Tülay abla.
Filmlerdeki gibi oldu.
Erhan abinin üç tane oÄŸlu oldu. Birinin adını herkese inat Tülay koydu. Hala anlatırlar, Tülay üzüntüden öldü diye. Erhan abinin annesi istememiÅŸ evlenmelerini. Bir gün komÅŸular toplanmış birinin evinde çay içerken, Tülay ablanın annesinin yanında “OÄŸluma el deÄŸmemiÅŸ kız arıyorum” demiÅŸ. Çok üzülmüÅŸ Tülay ablanın annesi.
Annem hala aynı sokakta oturuyor. Geçen yaz balkonda otururken o günleri anımsadım. Uzun uzun anlattı annem. MeÄŸer ne çetrefil, ne acı bir öyküymüÅŸ bu…
“Neyse ki” dedi “Åžimdi kimse aÅŸktan ölmüyor artık. Olmadı mı yenisine bakıveriyorlar” Åžimdi bu lafı duymalı mı, duymamalı mı?…
Tülay ablanın balkonuna baktım. O benim tanıdığım aÅŸktan ölen ilk ve tek kadındı…
Bu gece Gülden Karaböcek ÅŸarkıları dinlemek bana bunları anımsattı iÅŸte…
Belki de doÄŸrudur… Kimse “gerçekten” aÅŸktan ölmüyordur artık…
Sizce kötü müdür peki bu?
İclal AYDIN